Japonya'da giderek daha popüleralışılmadık ama hoş bir şifa yöntemi. Kedi terapisinden, mırlayan yaratıklarla tedaviden bahsediyoruz. Bıyıklı ve çizgililerin gerçek sahipleri olduğu Japonya'nın başkentinde alışılmadık kafeler açılıyor. Şehrin gürültüsünden bıkan şehir sakinleri, evcil hayvanlarıyla tanışmak için bu kurumları ziyaret etmek için acele ediyorlar: onları evcilleştiriyor ve kucaklıyor, mırıltı ve miyavlamaları dinliyor, katılımlarıyla film izliyor. Evcil hayvanlar da misafirlerinin kucağında ve omuzlarında oturmayı severler. Bir saatlik eğlencenin maliyeti 10 dolar. Bizde ise durum farklı. Hayır, elbette, kucaklaşmayı ve bıyıklı mırıltıları okşamayı da seviyoruz. Ancak biz, gelişmiş Japonların aksine, bu zevk için para ödemek zorunda değiliz. Her şeyi eski usulle yaptık: bir sandalyeye (kanepeye) oturduk, Vaska'mızı (Barsik, Murka) kucağımıza koyduk ve terapötik kedi terapisi seansına başladık. Ama kahkaha kahkahadır ama aslında kediler insanları iyileştirir. Alternatif tıbbın “felinoterapi” adı verilen bir bölümü bile var. Peki kediler, ilaçlar ve özel prosedürler olmadan sihirli bir şekilde fiziksel ve zihinsel hastalıklarımızı nasıl tedavi edebiliyor? Hadi çözelim.
Kediler nasıl tedavi edilir
Enerji!Bu küçük (ve büyük) yırtıcılarda özel bir hayati enerji bulunur. Vahşi doğada, tüm kediler yalnızca kendilerini iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda diğer kedilerin hastalıklarını da iyileştirme yeteneğine sahiptir. Kedi ailesinin bir üyesi hastalanırsa, geri kalanlar iyi (sağlıklı) enerjilerini paylaşmak için yakınlarda uzanmaya çalışırlar. Bunu nasıl yapıyorlar? Bilim adamları henüz bunu öğrenemediler: Bu tür bir enerji alışverişi hala resmi bilimsel yorumların kapsamı dışında kalıyor. Ancak gayri resmi olarak tüm bilim adamları bu gerçeği kabul ediyor. Hatta bunu açıklayan hipotezler de öne sürüyorlar. Bu hipotezlerden birine göre, guruldama (mırıldama) frekansındaki titreşimler, kedilerin iyileştirme yeteneklerinin nedeni haline geldi. İddiaya göre vücut hücrelerinin yenilenmesini hızlandıran da bu titreşimlerdir. Ve bu da sadece kedilerin değil, aynı zamanda mırıldandıkları kişilerin hastalıklarına da direnmeye yardımcı olur. Ve eğer vahşi ormanlarda, savanlarda ve çayırlarda kediler yalnızca kendilerini ve kendi türlerini iyileştirirse, o zaman evcil kediler hastalıklarımızı iyileştirmek zorunda kalır. Nereye gitmeliler? Biz onların ailesiyiz, onların gururuyuz. Yani titreşimler ve yenilenme ile her şey nettir. Peki ya enerji alışverişi? Bu nasıl oluyor? Görünüşe göre okul problemindeki gibi: bir borudan çıkıp diğerine akıyor. Hayati enerji alışverişi ilkesi hala insan anlayışının ötesindedir (tabii ki bu kişi bir biyofizikçi ya da medyum değilse). Ancak resmi kedi terapisi tam olarak bu prensibe dayanmaktadır. Neredeyse doğaüstü kedi enerjisinin keşfinin ne kadar ilginç olduğunu biliyor musunuz? Bu, Londra'da, düşük frekanslı akımlarla hastalıkları tedavi etme yöntemlerini inceleyen bir laboratuvarda gerçekleşti. Bir gün, başka bir deney sırasında yerel bir enstitü kedisi laboratuvara girdi. Peki ne düşünüyorsun? Bu deneyi mahvetti! Aynı düşük frekanslı akımların jeneratörünün yanından geçen kedi onu neredeyse devre dışı bıraktı. Jeneratörün kendisi değilse de, hemen ölçeğin dışına çıkan her türlü sensör. Bu gerçek karşısında cesareti kırılan bilim insanları, kedinin elektromanyetik alanını ölçtüler ve kedinin, jeneratörün ürettiğinden kat kat daha fazla enerji üretebildiğini buldular.
Hangi hastalık kedileri tedavi eder?
Çok sayıda deney doğrulandıBir kedinin düşük frekanslı şifa akımları üretme yeteneği. İnsan vücudunu nasıl etkilerler? Bu akımların iltihaplanma odaklarını etkilediği ve mikropları öldürdüğü ortaya çıktı. Akımların etkisi altında kan dolaşımı iyileşir ve doku iyileşmesi hızlanır. Beyin fonksiyonu iyileşir, sinir bozuklukları ve akıl hastalıkları iyileşir. Kediler her şeyi iyileştirir mi? Muhtemelen hayır. Ancak stresi azaltır, iç organ hastalıklarını, artrozu, radikülit ve osteokondrozu, jinekolojik hastalıkları ve hatta alkolizm ve uyuşturucu bağımlılığını tedavi ederler. Pratik kedi terapisi, insanların çeşitli hastalıklardan iyileştiğini doğruladı. Üstelik gözlemler sonucunda farklı kedilerin farklı hastalıklara yardımcı olduğu fark edildi. Bu büyük olasılıkla kedilerde düşük frekanslı akımların kedi tüylerinin birbirine sürtünmesi nedeniyle oluşmasıyla açıklanmaktadır. Kedilerin kürkleri de farklı olduğundan akımlar farklı güçlerde üretilir.
- Uzun saçlı kediler (Siberian, Angora,Farsça ve diğer uzun saçlı) bir tür nörologdur. Bir kişinin sinirlilikle başa çıkmasına, depresyondan kurtulmasına ve uykusuzluktan kurtulmasına yardımcı olurlar. Ayrıca, Fars kedileri ve kedileri (bireysel olarak) eklem hastalıklarını da tedavi etmektedir.
- Kısa tüylü kediler ve orta uzunlukta kürkün sahipleri (İngiliz, kısa saçlı bölgeler, bukleler) kardiyovasküler sistem hastalıklarını tedavi edebilirler. Mükemmel kardiyologlar.
- Düz saçlı ve tüysüz kediler (sfenksler,Cornish Rex, Siyam) karaciğer, böbrek ve sindirim sistemi hastalıklarından muzdarip insanlara yardım eder. Bu arada Siyam kedileri — harika “antiseptikler”. Sahiplerinin nadiren soğuk algınlığına (bronşit, zatürre vb.) yakalandığı fark edilmiştir.
- İstisnasız tüm kediler, bir miyokard enfarktüsünün sonuçlarıyla başa çıkmaya ve yaraların ve kırıkların iyileşmesini hızlandırmaya yardımcı olmak için, bir baş ağrısını ortadan kaldırabilir, basıncı düşürür.
Kedi terapisinde hangi yöntemler kullanılıyor?
Ana ve en etkili yöntem bedenseldirtemas etmek. Hayvan, ağrılı bölgeye (veya ağrılı bölgenin yakınına) oturtulur veya yerleştirilir. Ancak bu ciddi durumlarda olur. Çoğu zaman, sadece hayvanı okşamak yeterlidir: parmaklar ve avuç içi yoluyla zaten iyileştirici bir etki meydana gelir. Bu arada, felinoterapistler kedileri ağrılı noktalara "bağlamak" için bütün bir sistem geliştirdiler: tedavi seansları kesin olarak hesaplanmış bir süre sürüyor. Yani örneğin jinekolojik hastalıkları tedavi ederken kadının alt karnına bir kedi (yani kedi değil, kedi) yerleştirilir ve hastadan en az yirmi dakika boyunca hayvanı okşayarak uzanması istenir. Ayrıca kedilerin farklı güçlerle hareket ettiği ve farklı aşamalardaki hastalığın tedavisine "uygun" olduğu düşünülürken, yavru kedilerin küçük hastalar için daha uzmanlaşmış olduğu düşünülüyor. Ve bazı hastalıklar için zorunlu ses eşliğinde kedi masajı endikedir. Antik çağda doğulu şifacıların kedilerin iyileştirme yeteneklerine yöneldiği de biliniyor. Doğu tıbbının varsayımlarından birine göre insan hastalıkları, enerji dengesindeki dengesizlik nedeniyle ortaya çıkar. Yani enerjinin hem eksikliği hem de fazlası insan vücuduna zararlıdır. Enerji eksikliği “yin” hastalıklarına (düşük tansiyon, kalp yetmezliği, kronik yorgunluk gibi), enerji eksikliği ise “yang” hastalıklarına (kalp krizi ve felç, osteokondroz ve hipertansiyon gibi) neden olur. Ve doğulu şifacılar kendi kedi terapisi yöntemlerini geliştirdiler. Örneğin, "yin" hastalıklarını, kedinin kafasının solda (kalbe yakın) olacak şekilde kişinin yanına "koyarak" tedavi ederler ve "yang" hastalıkları için kediyi diğer tarafa konumlandırırlar. Evde kedi terapisinde, kedilerin kendisi teşhis koyucu olarak hareket eder ve bize tedavi seanslarının süresini “reçete eder”. Kediler, sahiplerinin hastalığını bir şekilde algılayarak ve ona mümkün olan her şekilde yardım etmeye çalışarak insanları iyileştirir. Aynı ailede bile aynı kedinin farklı davrandığını fark ettiniz mi: Bir aile üyesinin yanına uzanır, neredeyse diğerinin kafasına tırmanır ve üçte birinin göğsüne veya karnına oturur. Bazı sahiplerinin kollarına oturmak istemeyen ve bacaklarının üzerine yatmaya çalışan kedileri varken, bazılarının ise sürekli onlara masaj yapmaya çalışıyorlar. Ve şüpheciler ne derse desin, her sahip kedinin iyileşdiğinden emindir. Sadece hissediyor. Ve genel olarak evde bir kedinin varlığı, sahibine ek yükümlülükler getirir. Yanında bakıma ve ilgiye muhtaç bir canlının yaşadığını bilen insan, bilinçaltında kendisini sağlıklı ve enerji dolu bir hayata hazırlar. Aksi nasıl olabilir: Evcilleştirdiklerimizden biz sorumluyuz. Ve kediler (minnettarlığın bir göstergesi olarak mı?) hayat veren enerjilerini bizimle paylaşıyorlar. Her ne kadar büyük olasılıkla kediler insanlara özverili davranırlar. Aynen böyle. Çünkü onlar bu şekilde yaratılmışlardır. Okumanızı öneririz:
